3 Eylül 2013 Salı

BAYAN MUHALEFET

   Sürekli bi' şeyler kaybediyordum. İlk önce arkadaşlık bağlarımı kaybettim. Kaybettikten sonra anladım ki onlar sadece ayak bağıymış. Sekiz kolu ahtapot misaliydi hepsi. Hepsine kolumu kaptırmıştım. Sonra birisi geldi. Cesaretlendirdi. Güçlendim. Sıyrıldım onlardan. Elimi çektim arkadaşlıklarından. Kollarımı kaybetmek uğruna da olsa. Sonraları aile bağları kayboldu. Aslında ben koparmıştım. Pişman da değildim. Neyse bu konu üzerinde fazla durmıcam. Sonraları rüyalarımı kaybettim. Görmüyordum. Ama ondan sonra çok hayal kurmaya başladım. Bende ki senaristlik olma isteği buradan geliyor. Kimin umrundaydı hayallerim? Rumeys öğretmen, doktordu onların gözünde. Görsel bir öğrenciydim ben o yüzden dersler konusunda çok çalışmak zorundaydım. Kahretsin ki ezberimde bok gibiydi. Ve öğretmenler konuyu anlamayan öğrencileri ezmeye başladı. Bu benim sinirime dokundu hep. Ben de onları ezmeye başladım. Öğretmenlerimle çok sürtüştüm. Siyasette, derslerde, mantıkta hep ters düştüm. Bu yüzden ''bayan muhalefet'' oldu adım. Avukat oldum bu sefer onların gözünde. Bi ara arkadaşlarımla çok dalga geçiyordum. Ama öyle kötü niyetli değildi. Onlar da biliyordu bunu. Kötü niyetli olmasa bile istemsizce yapıyordum bunu. Gerçekten istemsizce. Ben o ara kendimle de çok dalga geçtim. Bana ''dengeni kaybettin sen'' dediler. Olsun dedim böyle güzel. Zaten kazanmanın kaybetmek olduğunu farketmekte geç kalmadım. Ama her şeyi tersiyle yaşamak benim hayat felsefemdi. Ben ''bayan muhalefet''tim sonuçta. O yüzden umudumu hiç kaybetmemiştim.


0 yorum:

Yorum Gönder